Farklı sektörlerden gelen firmalarla iş birliği yapan UKS Yapı, ürünlerinin kalitesini ortaya koyarak daha geniş bir kitleye ulaşmaya devam ediyor. “Profesyonellerin Gözünden UKS” serimizin 3. röportajını da sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz!
Ar-Sucan İzolasyondan saygıdeğer Barış Çoşkun ile yaptığımız röportajımızı aşağıdan okuyabilirsiniz.
Kendinizi tanıtır mısınız?
1992 yılında babam Sinan Coşkun tarafından temelleri atılan ve gelecek yıl 32. yaşını kutlayacağımız aile şirketimiz AR-SUCAN İzolasyonda yönetici olarak çalışıyorum. Öğrenim hayatımın dönüm noktalarından ve -iyi ki-lerimden olan ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünü 2014 yılında tamamladım ve yüksek lisansıma yine ODTÜ’de disiplinlerarası Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler bölümünde devam ettim. Sonrasında 1,5 yıl kaldığım İtalya ve Fransa’da ikinci master programımı ve stajımı tamamladıktan sonra 2018' de Türkiye'ye döndüm. O yıldan 2023 yılı ortasına kadar Türkiye’de çeşitli sivil toplum kuruluşlarında uzman ve yönetici olarak çalıştım.
Girişimcilik, sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk ve etki odaklı proje yönetimi, ekip yönetimi, aktif vatandaşlık, yerel katılım mekanizmaları alanında hem eğitmen hem de uygulayıcı profesyonel olarak Türkiye’nin her bölgesinde çalışmalar yürüttüm, deneyimler elde ettim. Bugün ise içerisinde büyüdüğüm, kültür ve birikimiyle yoğrulduğum ve her zaman sahip çıktığım -özüme- dönerek yalıtım sektörünün öncü aktörlerinden bir tanesi olan aile şirketimiz AR-SUCAN İzolasyonu hem çalışma arkadaşlarımızın hem de iş ortaklarımızın desteğiyle bilgi toplumu olmanın gereklerine uygun şekilde ileriye taşımak için var gücümle çalışıyorum.
UKS Yapı ile ilk kez ne zaman çalıştınız? Özellikle, UKS Yapı bayiliği sürecinizde “en önemli” olarak nitelediğiniz anların bazılarını ve bu anlardaki rolünüzü anlatabilir misiniz?
UKS Yapı ile yaklaşık 15 yıldır çalışıyoruz ve piyasanın en zorlu olduğu günlerde bile birbirimize duyduğumuz güven sayesinde bir sorun yaşamadık. UKS Yapı ürününe sahip çıkan, yenilikler ve atılımlar peşinde ilerleyen bir yapıda olduğundan iki iş ortağı olarak birbirimize ilham verdiğimizi söylemek yanlış olmaz. Öncelikle UKS Yapı’nın AR-GE’sine önem vermesi bizim için çok kıymetli. Günümüzde çok hızlı gelişen bir piyasa ve sektör var. Bu piyasada geride kalmamak, trendleri ve ihtiyaçları takip etmek, çözümler geliştirmek çok önemli. UKS Yapı’nın sürekli gelişen paylaşımcı yapısı ve ürün gamı, piyasa şartlarına hızlı uyum sağlaması ve elbette samimiyeti bizler için kolaylık sağlıyor. Samimiyetin ve içtenliğin olduğu yerde hayatın olduğuna inanan bir firmayız. UKS Yapı da hayatı birlikte güzelleştirdiğimiz ve paylaştığımız önemli aktörlerden biri.
UKS Yapı ürünleri satışınız sonrasında nasıl bir iş birliği süreci izliyorsunuz? Satış sonrasında müşteri memnuniyeti için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Bildiğiniz gibi AR-SUCAN İzolasyon olarak Isı-Ses-Su-Yangın Yalıtımı, Yapı Kimyasalları, Yapı Bağlantı Elemanları ve Boya alanında yalnızca ürün satışı ve satış sonrası destek hizmetlerinde bulunuyoruz, uygulama kısmını işinin ehli uygulama odaklı çalışan firmalara bırakıyoruz. Buradan baktığınızda müşteri portföyümüzün %80’inin ürünü satın alarak uygulayan firmalar (B2B) olduğunu, %20’sinin ise son kullanıcılar (B2C) olduğunu görmekteyiz.
AR-SUCAN İzolasyon olarak bizi yıllardır ‘’Yalıtımın ve Boyanın Güvenilir Adresi’’ yapan mottomuzu her gün yeniden yaşatmamızı sağlayan bir ilkemiz var: Biz her ürünü satmıyoruz, kalitesinden şüphe etmeyeceğimiz ve satış sonrasında sahip çıkacağımız ürünleri satış portföyümüze ekliyoruz, sahada uygulama esnasında veya sonrasında herhangi bir sorun yaşanması hâlinde hem biz hem de ürünü tedarik ettiğimiz firmanın gerekli sorumluluğu alarak sorunun çözümü için çaba harcamasını istiyoruz, bekliyoruz.
UKS Yapı ile yıllardır sürdürdüğümüz iş birliği ve oluşturduğumuz sinerji sayesinde piyasanın ihtiyacına yönelik çözümler üretebiliyor, ürün gamını güncel ve talep edilir tutabiliyor, fiyat avantajı ile öne çıkabiliyor, aynı zamanda müşterilerimizin yaşayabileceği olası sorunlarda anında ve etkili çözümler üretebiliyoruz. Ne mutlu bizlere.
Yapı ve inşaat sektöründe son zamanlarda yaşanan teknolojik gelişmeleri takip ediyor musunuz? Bu teknolojileri iş süreçlerinizde kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız, bunlar nelerdir?
Yapı ve inşaat sektörünün ülkemiz ve bölgemizdeki en önemli tedarikçilerinden olarak hem piyasadaki gelişmeleri hem de sektördeki ihtiyaçları yakından takip ediyoruz. Türkiye coğrafi özelliklerinden ve yapısından dolayı tek bir ürün grubu ile yapıların ihtiyaçlarını gideremeyeceğiniz bir yer. Örneğin; Antalya-Isparta arası 120 km’lik bir mesafe ve iklim koşulları bambaşka. O sebepten bizim bir gözümüz her zaman inovasyon ve AR-GE çalışmalarındadır. Sahada satışını gerçekleştirdiğimiz ürünleri kullanan ustalardan, firma sahiplerinden, uygulayıcılardan ve son kullanıcılardan geri bildirim almayı her zaman önceliklendiririz. Aldığımız geribildirimleri üretici firmalara iletir ve geri dönüşlerini bekleriz.
Müşteri portföyümüz ve kitlemiz de AR-SUCAN İzolasyonun sattığı ürünlerin arkasında olduğunu bildiğinden bizlere sadıktır, bizler de müşterimizi üzecek ürünü ürün portföyümüze ekleyip satışa sunmayız. Yıllar içinde yerleştirdiğimiz iş kültürümüzü gelişen teknolojiyle harmanlayarak müşterilerimizin ihtiyaçlarına daha hızlı çözümler üretme konusunda kapasitemizi her geçen gün arttırıyoruz. Özellikle yalıtım ürünlerinin istiflenmesi, paketlenmesi, depolanması ve taşınması konusunda geldiğimiz nokta 10 yıl önceye göre oldukça ileride. Bizlere ürün tedarik eden firmanın şoförünün de bizden ürün satın alan nihai kullanıcı müşterinin de memnuniyeti bizler için kıymetli.
İnşaat sektöründe yapılan projeler çevre dostu projeler olarak görülebilir mi? UKS ürünlerini bu noktada nasıl konumlandırıyorsunuz? Bu konuda öncülük etmek için neler yapıyorsunuz?
Bana göre yalıtım sektörü ve ürünleri sürdürülebilirliğin ve çevre dostu yapıların en kritik parçasını oluşturuyor. Sektörün sorumluluğu çok büyük. 21. yüzyılda dünya üzerindeki toplum ve toplulukları bekleyen en önemli tehdit başta iklim değişikliği ve buna bağlı olarak doğal afetlerin şiddet ve sıklığının artması; bunun da yol açtığı can ve maddi kayıpların yanında sebep olduğu düzensiz göç ve nüfus hareketliliği.
Her biri büyük bir zincirin halkası ve birbirine bağlı sebep- sonuç-sebep döngüsünü oluşturuyor. İklim değişikliğini besleyen faktörleri önleyici aksiyonlar ile birlikte iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltıcı aksiyonlarda bulunmamız topyekûn bir gereklilik hâlini aldı. Politika yapıcılar, uygulayıcılar, yapı sektörü temsilcileri, üreticiler, tüketiciler bu konuda acilen harekete geçmeli ve aksiyon planlarını hazırlamalılar. Hem bu toplumun bir parçası hem de yalıtım sektörünün bir aktörü olarak hepimize düşen görevler olduğunu düşünüyorum. Bunda hem sektörün içinde büyümem hem de aldığım eğitimin etkisi çok büyük. Bunu da eklemem gerekir.
Yalıtım sektörü olarak çevre dostu projelere ve yapılara sunduğumuz katma değer ortada iken düşünmemiz gereken bir başka husus ise yalıtım ürünlerinin üretim ve dağıtım aşamalarında ortaya çıkan enerji kullanımı, karbon ve diğer zararlı gazların emisyonu ve üretim sırasında ortaya çıkan atıkların yönetimi. Bu konuda sektör temsilcileri olarak ‘yarınlar yokmuş gibi’ yaşamaya devam edemeyiz. Bunu sektörün içinden naçizane sorumluluk hisseden bir genç yönetici olarak söylüyorum ve bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Çevre dostu projeler/yapıların desteklenmesinin ve yalıtım sektörünün bu konuda öncü olmasının yanında Türkiye’nin aktif bir deprem kuşağı üzerinde olduğunu ve 6 Şubat 2023’te yaşadığımız felaketin boyutlarını, sebeplerini etraflıca düşünmeliyiz. Bunu ifade ederken çevre dostu yapıları, enerji verimliliğini bir kenara koymaktan öte depreme dayanıklı, enerji verimli, doğa dostu kent ve yapı sistemlerini kurmamız gerektiğini bütüncül bir bakışla vurgulamayı amaçlıyorum. Yapı stokunu depreme dayanıklı hale getirmek afet öncesi hazırlıklarımızdan ve en önemli sorumluluğumuz. Nihai tüketiciyi yalıtımsız veya yalıtım malzemesi doğru uygulanmamış yapılara dair uyarmak ve önlem alınmasını sağlamak ise görevlerimizden diye düşünmekteyim.
Bugün, yarın veya gelecek günlerde yaşanması kuvvetle muhtemel bir afet durumunda ise hastane, okul, ana ulaşım aksları ve yollar ile itfaiye merkezleri, arama kurtarma merkezleri, gıda ve hijyenik ürün depolama merkezleri, sığınma ve toplanma alanları gibi yapıların sistemin bir parçası olduğunu unutmamak gerekiyor. Türkiye nüfusunun üçte ikisinin deprem kuşağı üzerinde yaşadığını göz önünde bulundurarak deprem gibi ne zaman olacağını kesin tahmin edemediğimiz fakat deprem bilimcilerin sürekli altını çizdiği üzere her an 7 ve üzeri bir deprem yaşayacakmış gibi depreme dayanıklı ve dirençli kent yapılarını kurmak için ancak ve ancak kamunun ilgili aktörleri, inşaat sektörünün tüm paydaşları ve nihai tüketiciler olan vatandaşlarla afete dayanıklılık konusunda hemfikir olarak aksiyona geçersek kendimizi güvende hissedebiliriz.
Bu konuda Antalya gibi Türkiye’nin en gözde şehirlerinden birinde kurulu olmanın ve hizmet vermenin sorumluluğunu taşıyoruz. Antalya son 10 yılda Türkiye’de en çok göç alan ve nüfusu en hızlı artan kentlerin en başında geliyor. Bu da Antalya üzerinde tahminlerin ötesinde bir yapılaşma baskısına yol açıyor. Turizm alt ve üst yapılarıyla, sanayisiyle, doğasıyla, kentleşmesiyle göz önünde olan ve riskli deprem kuşağında bulunan Antalya depreme dayanıklı, dirençli bir kent ve yapı örüntüsü ile ilerlemek durumunda.
Bizler de AR-SUCAN İzolasyon olarak bölgemizdeki yapıları güçlendirmek ve dayanıklı hâle getirmek için daha önce de bahsettiğim üzere yalıtım sektörünün ana gruplarında ısı-su-ses-yangın yalıtımı ürün gamlarının tümünde öncü rol oynuyoruz. 32 yıldır ‘yalıtımın güvenilir adresi’ olma iddiamızı sürdürürken komşularımıza ve iş ortaklarımıza güvenilir, dayanıklı yapıların inşa ve tadil süreçlerinde gerekli desteği sunuyoruz, farkındalık ve destek çalışmaları yürütüyoruz. Kentimizdeki sektör temsilcileri ile bir araya gelerek kurduğumuz STK bünyesinde sağlıklı, dayanıklı yapıların hayatımızdaki yerine ve önemine dair çeşitli seviyelerdeki okullarla ve üniversitelerle iş birliği geliştirerek farkındalık kampanyaları yürütüyoruz.
Yalıtım bir lüks değil, gereklilik. Yalıtım malzemelerini doğru ve yerinde kullandığınızda hem sağlığınız hem bütçeniz hem de yaşadığınız yer daha güvenilir, sağlam ve dayanıklı hale geliyor ve size bugün -lüks- olarak adlandırabileceğimiz bir konfor sunuyor. Bu görüşü hâkim kılmak ve yaygınlaştırmak için çalışmalarımızı güçlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. UKS Yapının sunduğu ürün gamı çevre dostu, depreme dayanıklı, enerji verimli yapılar için oldukça yeterli. Gerektiğinde inovatif adımlarla geleneği yenilikle buluşturan adımlar atacağından da hiç şüphemiz yok. Bizler her zaman hazırız.
UKS Yapı ile hayata geçirdiğiniz iş birliğinden ve ürünlerden memnun kaldınız mı? İş birliğinizde hedeflediğiniz başarı ölçütleri nelerdir?
UKS Yapı’nın bayisi olmaktan ve ürünlerini satmaktan memnunuz. Hem firmanız çalışanları ile kurduğumuz iletişim hem de etkileşim daha önce de belirttiğimiz gibi bizim için kıymetli. Fiyat politikası, ürünlerin kalitesindeki standart, ürün destek hizmetleri açısından UKS Yapı’nın sektörde önemli bir oyuncu olduğunu düşünüyoruz. AR-SUCAN İzolasyon olarak her zaman ‘’İşimizi daha iyi nasıl yapabiliriz?’’ sorusunun peşinde koşarız. Bu sebepten UKS Yapı ile kurduğumuz iş birliğinin en önemli başarı ölçütlerini şöyle sıralayabiliriz: ilkeli ticaret yapmak, ürünlerin kalitesinde belirli bir standart yakalamak ve bunu sürdürmek, son olarak da müşterilerimizi memnun edecek ürünler ve hizmetler sunabilmek.
Sıraladığım başarı ölçütleri nicel verilerden öte, nitel verilere dayanıyor. Bu sizi şaşırtmasın. Benim baktığım yerden bu ölçütler zaten başarıyı ve satışı getirecek, büyütecek ölçütlerdir. AR-SUCAN İzolasyon’a verdiğiniz kıymetten dolayı firmamız adına sizlere teşekkürü borç bilirim. Tüm okuyucularımıza, sektöre emek verenlere saygılarımı sunarım.
AR-SUCAN İzolasyon’dan saygıdeğer Barış Çoşkun’a bu keyifli ve bilgilendirici röportaj için teşekkür ederiz.